revizyon ile organize matbaacılık brnckvvtmllttrhaberi

Başka Semtin Çocukları Filmi İzle Vizyon tarihi: 27 Şubat 2009


Çöplerin içinde bulunan bir ceset. İstanbul Gazi Mahallesi'nde işlenmiş bir cinayet. Öldürülen gencin ağabeyi Güneydoğu’da yaptığı askerliğini yeni bitirmiş, geri dönmekte… Kardeşinin katilini bulmak için harekete geçtiğinde cevaplanması zor sorularla dolu bir başka savaşın içine sürüklenmektedir. Gerçeğin arayışı içinde iz sürerken, “kaybedilen” şeyin sadece kendi kardeşinin hayatı olmadığını görecektir.

Vizyon tarihi:

27 Şubat 2009

21 Ocak 2009 Çarşamba | etiket | 0 comments [ Devamını Oku ]

Aşk Msn Nickleri Sevgi Msn Nickleri Ayrılık ve Aşk Nickleri

En yeni nickler , aşk msn nickleri , hit msn nickleri
383. aşk bir eşkıyanın hayata itirazıdır susarsa çatışma konuşursa savaş yazarsa destan severse devrim olur tutku ben bir eşkıyaıym ve sana aşığım
384. benim yalnızlığım seni getirmeli gecelerde.ilik bir yaz gecesi katran karası yüzün. kah yaşanmışlığa, kah yaşanacaklara bir küfür savurmalı kafa tutmalı dalga dalga vurmalı gerçekler yüzüne dönüp ardına bakmalı korkmamalısın bir kez daha, bir kez daha demelisin(Hüzün evine döndü...)
385. öfkeni yapraklara yaz sonbaharda dökülsün, derdini rüzgara yaz estikçe uzaklara götürsün,sevgimi kalbine yaz öldüğünde seninle gömülsün.
386. ölsen bile benden kurtulamazsın. Kefen olur bedenini sararım.Yağmur olur üzerine yağarım.Çiçek olur mezarında açarım. ölsen bile benden kurtulamazsın
387. ölümsüzlük seni tekrarlamaktır bir bakıma.Bir açıdan seni görmektir zamansızlık, bir başka açıdan senden uzaklaşmaktır. Ve tarifi olmayan tek şey sensizliktir...

388. ölürsem şaşırma, ölebilirim. ölürsem ağlama, yine gelirim. ölürsem üzülme, yaşılacağım. ölürsem bekleme, geri dönemem. ölürsem ölme sensiz edemem!
389. önce düştüğümde kalkmaıy öğrendim sonra aleve dokunduğumda acııy sevmeyi öğrendim sevilmeyi sonra terk edilip beklemeyi sayende unutulmaıy da öğrendim herseli öğrendim de yalnız unutmaıy öğrenemedim..............
390. öperim dudaklarından gül kokulu yanaklarından her dem gözlerimin hapsindesin kalbimin tek sahibisin... Sevgililer günün kutlu olsun!
391. öyle Sözler Vardır ki Her şeyi Anlatan, öyle Anlar Vardır ki Her zaman Anımsanan, Aldığım Nefes Değil Seni Bana Hatırlatan, Yüreğimde Sen Her zaman Yaşayan, Yaşanan, Yaşanılan...
392. öyle güzeldin ki! Ama bir gün anladım yüzündeki güzelliğin ruhundan geldiğini. öyle güzeldin ki! Anladım seni güzel gören benim gözlerimdi.
393. öyle inançlı yaz ki onu, ne silmek mümkün olsun ne saklamak gün ışığından. ıyksalar bile yazdığın duvarı gene de okunsun boşlukta.Geçsin başlıklardan ellere.Ellerden duvarında bütün sokakların...
En yeni nickler , aşk msn nickleri , hit msn nickleri
394. öyle zor ki düşüncelerimi söyleyememek, öyle zor ki gece uyumadan hep seni düşünmek, öyle zor ki gözlerine bakıp ta seni seviyorum diyememek...
395. özgürlük uçsuz bucaksız bir ülke, sevgin ışık tutmazsa yolumu bulamam ki...Sevgi, uzansam dokunacak kadar yakın dostlarım olmazsa neye yarar ki.. Sen uyuşturucuya benzersin.İkinizde bağımlılık yaparsınız ama aranızdaki tek fark o damara girer sen ise benim kalbime girersin ve bir daha da çıkmazsın...
396. İki kişi birbirini severse; sevgi olur. Biri kaçar, diğeri kovalarsa: aşk olur. İkisi de sever lakin kavuşamazsa: efsane olur.
397. İki kııy gibiyiz.. Bizi aıyran deniz aslında tek bağımız.. Senin üstünden geçen bulut, benim yağmurum. İki kıııyyz hep, biraz uzak ama sonsuza dek bir arada..
398. İnsan Güzel Bulduğunu Değil; Sevdiğini Güzel Bulur.
399. İpek böceği örerde kozaıy ...İçine hapseder kendini bilir misin? Suçun yok bunda senin... Yokta bilmez misin, ipekler hep senin için..
400. İsteyişte sahip olamadığım her şeyin yerine seni koyduğum zaman anladım ki, ben her şeye sahipmişim çünkü sen her şeyden ve herkesten değerlisin!!!!
401. İçim o kadar senle doldu ki... İnsanlar seni gözbebeklerinde görürler diye bakmaya korkar oldum
402. İçimdeki kıvılcım yakarsa bir gün beni mezar taşına kazırlarsa ismimi ruhum teselli edemezse seni bu sözü okuyup ta hatırla beni..!
403. Şafak vakti yağan bir çiğ tanesi kadar Masum,gün batımında denizlerden esen rüzgar kadar Çılgın ve okyanusun derinlerindeki bir inci tanesi kadar özelsin.
404. Şimdi Yoksun... Seni Dilediğim Gibi Düşünebilirim Tutar Ellerini öpebilirim Uzun Uzun ..Kimseler Aıyplamaz Beni Yokluğunda Seni Sevdiğimi Anlayamazlar.. Bütün Işıkları Kaldırıp Attım Bir Kenara !!! Anlıyor musun?Gökyüzü Güneş Olsa ,Sensiz Karanlıktaıym...
405. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan, birbirine uzanamayan yorgun ıyldızlar...
406. Ş imdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, Seni severken,sensiz olmak...
Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda yuttuğumuz halde acı gerçeği ancak damla damla yutarız.

» Sevmek saçak altına sığınan göçmen kuşun kar tanecikleri arasında uçuşan beyaz tüyünü görebilmektir

» Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer kusursuz olmaya çalışmaz rahat bırakırdım yüreğimi korkmazdım daha çok riske girip sana aşık olamaktan!!!



» Ne zaman çöller deniz denizler çöl olursa,güneş doğmayı unutup ay çimene düşerse,dağlarda nilüfer çamlarda gül biterse,işte o zaman seni unutup başkasını SEVERİM!

Aşk bir güle benzer çiçek kısmında aşkın sonsuzluğunu yaşarsın ,diken kısmında ise sonsuz acıları yaşarsın..

» İnsanlar her ne kadar sonbaharı ayrılık mevsimi kabul etmişlerse de, kaderde ayrılık varsa sonbaharı beklemez..

» Biz birbirimize dönmüş iki ayna gibiyiz. İçimizde binlerce olsada görüntümüz biz sadece birbirimizi görürüz..

» Seni bulmaktan çok aramak isterim seni sevmeden önce anlamak isterim, seni bir ömür boyu bitirmek değil sana hep yeniden başlamak isterim...

» Rüzgara hakim olamıyorsan yelkenlerini ona göre ayarla. ve unutma ki hayat karşılaştığın güçlüklerle değil gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir...

» Gözlerin gökte olsaydı, yıldızlarda senin yüzünde utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı Tıpkı gün ışığının kandili utandırdığı gibi...

» Hayatta üç şeyi sevdim; Seni, kalbimi, ümit etmeyi...Seni sevdim, sensin diye, Kalbimi sevdim, seni sevdi diye, Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye...

» Hayat ve yaşadıklarını bir okyanus gibi düşün...Çılgın ve deli dalgalara isteyerek girmezsin...Durgun sular kendini belli etmez ve ne zaman coşacağını sen bilemezsin.

En yeni nickler , aşk msn nickleri , hit msn nickleri

Kader Msn Nickleri-Alın Yazısı Msn Nickleri Kader Tüm Nickleri

Geride bıraktıqım onca saçmalık .

Şimdi hep bekledqim şeч huzur , 1 adım uzaqımda .

Sade , duru , katkısız , чalansız , чanlışsız , 1 bebek qibi .



Tükenmedi umudum .

Hissediчorum qüzel olacak herşeч ..


Zaman çabuk qeç ..

Çabuk qelsin en guzel zamaN










Senin virqüllerine meчdan okuчup , keskin bir nokta ile bitiriчorum haчatimda

“ sen ” le baslaчan tüm cümleleri








Sevmekten korktun ...
Bu haчatın чokmuчdu bizede bir şansı .
O vermiчorsa biz alamazmıчdık zorla .



Ben herşeчe katlanırdım herşeчi qöze alırdım uqruna ama ,

Sen hiç qüç vermedin bana . Hiç чanımda olmadın . Vazqeçen sendin .

Biz zaten bitmiştik ...







İsчαnım vαr bilirim feleqin tekerinden qeçtim ,

αчnı qüce αчnı чürek чetmiчor öqrendim .







dilεqıиı тυтмυş ѕαчαя ѕσиѕuzdαи qεяı
чαиαякεи чαиαкlαяı uşuямυş εllεяı . .









herseye__raqmen .._








sana sunduğum değerleri
karşılıkların içinde büyütmedim!!

















buqün yok ki.. yarın olsun..
düşünmee kaybolursun..









Bekleчecek ve qöгeceğim
Hep чαlлız чüгüчeceğim
Bu kocα kαlαbαlık чollαгdα
Belkide tükeлeceğim
Yemiлim vαг ve de tutαcαğım ,
Ömüг boчu dαчαлαcαğım
Bu köг kαrαлlık kuчulαrdα
Belkide boğulαcαğım ...











Bir adam severken
Bir adam qiderse
Bir adam qülümserken
Biri ölürse
Gözyaşım düşerken
Sözlerin biterse
Ardindan uzanırken
Ellerin titrerse
Öyle kal , öyle kal ; ask hep sende [..]














Umurumdα mı düичα
Kαlbiиi hissєdєrkєn ..









Düşün bєndєn bαşkα şαnsın mı vαг ?













İçi boş tadi чok biranda bile [ sen v ben ] ..
mutluчduk rüчada qibiчdik
bu ne hoş ne qüzel ne umut dolu şeч derken
su içip чine de sarhoş qibiчdik

herşeч чalan qerçek olan
unutmadim hiç bir zaman [ ! ]

Bu aci чok olan zamanda bile [ sen v ben ] ..
qerçeğe dönüşen düşler qibiчdik
kurulmadi hayat daha nice senelere
el ele ölüme qider qibiчdik

herşeч чalan qerçek olan
unutmadim hic bir zaman [ ! ]








Sαnα nє kαdαг lαfım vαгdı
Biçoğu чαгım kαldı .
Sєviчoгum onlαг hєp sєndєn
Gєгiчє kαlαnlαгdı [ .. ]







Bilinmєzlik içindє çözüm αгαчışlαrımlα kαчboldυm bu чollαгdα ..





Kader nickleri , kaderle ilgili sözler , msn nick







Üzülmem αrtıк чeter ! Demeк кi böчle kαder ,)

Obama'nın Sözlerini O yazıyor OBAMA Okuyor İşte Adam


Tarihi cümleler 27 yaşındaki bir genç tarafından kaleme alındı


ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın yemin töreninde yaptığı konuşmanın metnindeki tarihi cümleler 27 yaşındaki bir genç tarafından kaleme alındı.
Jon Favreau, kısa saçları ve çocuksu yüzüyle sıradan biri gibi görünse de, ABD’nin yeni Başkanının, Obama’nın deyimiyle "düşüncelerini okuyan adamı", yani metin yazarı.
Beyaz Saray’daki metin yazarları arasında en gençleri olan Favreau, bundan 4 yıl önce Demokrat başkan adayı John Kerry ile çalıştığı dönemde şans eseri keşfedildi.

Obama’nın konuşma metinlerini hazırlayabilmek için 2004’ten bu yana çok sıkı çalışan Favreau, 2003’de Holy Cross Üniversitesinden, diploma töreninde veda konuşması yapan okul birincisi olarak mezun oldu. Favreau’yu, iletişim uzmanı Robert Gibbs "mükemmel bir yazar" olarak Obama’ya tavsiye etti. Favreau, 2005’te Senatoda Barack Obama için çalışmaya başladı. Genç yazar, 2007’de de Obama’nın seçim kampanyasına baş yazar olarak katıldı.
Barack Obama’nın üst düzey danışmanı David Axelrod, Favreau için "Barack, kendi kelimeleri üzerinde otorite sahibi olunması bakımından herkese güvenmez, ancak ona güvenir" ifadesini kullanıyor.
The Guardian gazetesi, Obama’nın yemin töreninde yaptığı konuşma metninin hazırlanma sürecini şöyle tarif ediyor:
"Barack ilk toplantılarında Favreau’ya konuşma metniyle ilgili görüşlerini aktardı. Favreau da bu sırada bilgisayarında notlar aldı. Favreau daha sonra haftalarca araştırma yaptı. Favreau ve ekibi tarihçiler ve metin yazarlarıyla görüştü; eski yemin törenlerinde yapılan konuşmaları dinledi. Favreau, hazırlıklar tamamlandığında, Amerikan kahve dükkanları zinciri Starbucks’ın Washington’daki bir şubesinde kamp kurdu ve ilk metin taslağını hazırladı. Konuşma metni Obama ile Favreau arasında 4 ya da 5 kez mekik dokudu."
Bu arada, genç metin yazarının metinleri hazırlamak için her gittiği yere yanında Obama’nın "Dreams From My Father" adlı otobiyografisini de taşıdığı söyleniyor.



ÇİN, OBAMA’NIN KONUŞMASININ BAZI BÖLÜMLERİNİ SANSÜRLEDİ
Çin, ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın dün göreve başlama töreninde yaptığı konuşmanın bazı bölümlerini sansürledi.
Çin’in çok sayıdaki internet sitesinde yer alan ve televizyonlarda canlı olarak yayımlanan konuşmada, Obama’nın komünizmle ilgili sözleri kesilerek verildi.
Konuşmanın İngilizce metninin internette yayımlanmasına izin verilirken, Çince çevirilerde hassas bölümler çıkarıldı.
Obama’nın, "Önceki nesilleri sindiren komünizm ve faşizmi unutmak, sadece füze ve tankları lağvetmekle olmaz; güçlü ittifaklar ve kararlılık gerektirir" sözlerindeki "komünizm" sözcüğü çıkarıldı.
ABD Başkanının, dünya liderlerine hitaben, "hileyle, kanunsuz bir şekilde ve muhalefetin sessiz kalmasıyla iktidar koltuğuna yapışanlar tarihin yanlış tarafında olduğunu bilmeliler" şeklindeki sözleri de Çinli yetkililerin sansürüne takıldı.
Devlet kanalı Çin Merkezi Televizyonu (CCTV), Obama’nın konuşmasını anında çevirerek verirken, "komünizm" ile ilgili sözlerinin yer aldığı bölüme gelindiğinde çevirmenin sesinin daha az duyulduğu dikkati çekti. Bu sırada aniden stüdyoya bağlanılınca, hazırlıksız yakalanan sunucu, durumu konuğuna soru sorarak geçiştirdi.

Osman Hamdi Bey'in Romanı-Kitap Tanıtımı

Osman Hamdi Bey'in Romanı


Bu kitap, sadece Osman Hamdi’yi değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki kültür ve sanat politikalarını da anlamamızı sağlayan geniş bir perspektiften anlatıyor ünlü ressamın yaşamını.13 Ocak 2009 13:38


Asuman Kafaoğlu Büke'nin kitap kritiği

80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’de yayıncılığın en önemli eksiklerinden birinin az sayıda nitelikli biyografi yayımlanması olduğunu düşünürdüm. Kuşkusuz tek suçlu yayıncılar değildi, iyi araştırmacı yazarlar da biyografiye fazla ilgi göstermiyorlardı. İlk başlarda nehir söyleşi formunda, sanatçının kendini anlattığı yaşamöyküleri yayımlanmaya başladı; bunlar form olarak daha az araştırmayla ortaya çıkan türden yaşam öyküleriydi. Son yıllarda neyse ki, nitelikli ve her okura hitap edecek türden çeşitli biyografiler daha sık yayınlanır oldu. Bu hafta, resimlerini çok sevdiğim ve hayat hikâyesini merak ettiğim ama hakkında fazla bir şey bilmediğim, Osman Hamdi Bey’in biyografisi okudum. Kitabın başlığı ressamın en ünlü tablolarından ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ ile aynı adı taşıyor; altbaşlık olarak da ‘Osman Hamdi Bey’in Romanı’ denilmiş. Başlıktaki ‘roman’ sözcüğü ilk başlarda daha kurgusal bir metinle karşılaşacağım hissini vermişti fakat Emre Caner’in Kaplumbağa Terbiyecisi tam anlamıyla temiz yazılmış iyi bir biyografi, roman hiç değil.

Bazı yaşamöyküleri sadece anlatılan kişinin hayatını biraz daha yakından tanımaya yararlar. Bu kitap, sadece Osman Hamdi’yi değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki kültür ve sanat politikalarını da anlamamızı sağlayan geniş bir perspektiften anlatıyor ünlü ressamın yaşamını.

Osman Hamdi’nin hayat hikâyesi birçok açıdan çok önemli, çünkü hayatı hep sanat-kültür-politikanın merkezinde geçmiş. Babası İbrahim Edhem Paşa, Abdülmecit, Abdülaziz, V. Murat ve Abdülhamit dönemlerinde çeşitli bakanlık, sefirlik ve hatta sadrazamlık yapmış olduğu için, Osman Hamdi hem ev içinde, hem de kendi devlet görevlerinde hep olayların tam göbeğinde bulunmuş. Onun hayat öyküsünü okurken, Osmanlı’nın son dönemi hakkında ve 19. yüzyıl Avrupa’sında şekillenen sömürgeci politikalar hakkında net fikirler ediniyor okur.

Kaplumbağa Terbiyecisi altı bölümden oluşuyor. Kitap, Osman Hamdi’nin 1860 yılında on sekiz yaşında Paris’e ilk gidişiyle başlıyor. Paris’in heykelleri, binaları ve elbette müzeleri onu adeta büyülüyor. Fakat ilk büyülenmesi Paris’te olmuyor, çok daha önce, on bir yaşındayken babası eve bir gün Fransız bir ressamla geliyor ve ona aile portreleri yaptırıyor.

Ressamın karşısında uzunca süre poz veren çocuk Osman Hamdi, merakla bekliyor ve sonra babasının elindeki resmi ilk kez gördüğü anı ömrü boyunca unutamıyor. “Resim karşısında kendini bulmuş, büyülenmişti” diye dile getiriyor yazar o anı.

Hukuk eğitimi için gittiği Paris’te kısa zamanda Ecole des Beaux-Arts onu kendine çekiyor. Aslında gerçekten de büyülenilmeyecek gibi değil o yılların Paris’i. Manet, Degas, Renoir, Cezanne gibi genç ressamlar sadece Fransız resmine değil, sanat tarihine yeni bir soluk getirmişlerdi. Bugün artık başyapıt sayılan “Kırda Kahvaltı” gibi tabloları henüz yirmi bir yaşında bir delikanlı olarak görmüştü Osman Hamdi, heyecanlanmaması mümkün değildi. Ayrıca Jean Leon Gerome’un öğrencisi olabilmesi de inanılmaz bir mucizeydi. Oryantalist ressam, dünya görüşünün açıklığı ve iyi hocalığı ile ün yapmıştı zaten. Hocasıyla hep iyi ilişkileri oldu Osman Hamdi’nin, yıllar sonra Gerome İstanbul’a geldiğinde de görüşüp hasret giderdiler.

Birçok ilk bir arada
Emre Caner, Osman Hamdi’nin hayat hikâyesini merkeze koymuş kitabında fakat kitap başka yanlarıyla da büyük bir zevk veriyor. Paris’te birlikte okuduğu dostu Ahmed Ali, sonraları sevimli kişiliği sayesinde Şeker Ahmed Paşa adını alan ressamdan başkası değil. Bağdat’ta görev yaparken tanıştığı Ahmed adlı genç gazeteci yazar ise, Osmanlıca ilk romanlardan birini yazan Ahmed Mithad’ın ta kendisi. Bağdat’ta ünlü reformist Mithad Paşa’nın yanında görev yapıyor ve onun fikirlerinden ve fikirlerini korkusuzca savunmasından çok etkileniyor. Kitaba bu açıdan baktığımızda, Osmanlı’da ilk romanın yazılışı, ilk resim sergisinin açılışı, ilk reformlar, ilk müze gibi çok fazla ilkin yer aldığını da görüyoruz. Bunları aslında sayıları çok fazla olmayan bu kültür adamları başarıyorlar. Bunca çabalarına rağmen yine de Batı’nın çok gerisinde kaldıklarının farkındalar aynı zamanda.

Osman Hamdi’nin bir döneme imza attığını bilsek de, onun ne kadar etkileyici bir karakter olduğunu Emre Caner bu kitapta inandırıcı kılıyor. İnatçı kişiliği sayesinde, olayların üstüne gitmekten geri durmuyor; yılmadan kendi arzuları doğrultusunda hayatını ve çevresini kuruyor. Her şeyden önce “yozlaşmış adetlerimiz” dediği görücü usulü evliliğe karşı çıkıyor ve Fransa’da tanıştığı ve sevdiği genç kızla kimsenin karşı çıkmasına fırsat vermeyecek şekilde evleniyor. Daha sonraları ikinci evliliğini de geleneklere aldırmadan yapıyor. Hukuk fakültesini bırakıp resim atölyelerine gitmesi de yine benzer bir cesaret örneği. İstanbul’a döndükten sonra Osmanlı’nın sanat politikalarını modası geçmiş ve geri kalmış bularak bunları değiştirmeye çabalıyor. Şimdi bile mucize gibi gelen, yedi ay gibi kısa bir sürede Sanayi-i Nefise’nin inşaatını tamamlatıyor ve okulu açıyor. Bunların hepsini başarmasında inatçı karakterinin rol oynadığı kuşku götürmüyor ama bunun yanı sıra, insanları yönetmeyi ve tanıştığı insanlardaki yetenekleri keşfetmeyi de bilen sezgilere sahip.

Kaplumbağa Terbiyecisi‘nin en hoş yanı, kitabın çok sade bir dilde yazılmış olması. Özellikle de Osman Hamdi’nin babasıyla mektuplaşmalarından bölümler benim çok hoşuma gitti. Kitapta ayrıca ne bir dipnot ne de fazladan verilen detay bilgiler var. Bu nedenle kitap, bir biyografide ender bulunacak bir sürükleyiciliğe sahip. Fakat yine tam bu nedenden dolayı biraz da kuşku uyandırıyor belki. Her şeyden önce mektupların gerçekliği konusu netlik kazanmıyor. Kitabın arkasındaki teşekkür notunda Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi’nden yararlanıldığı anlaşılıyor fakat bu mektuplar nasıl ve kim tarafından çevrildi söylenmiyor. Kitabın içinde değilse de sona eklenecek küçük bir kaynakçada özgün metinler ve mektuplar belirtilebilirdi.

Bu tür kitaplar çoğaldıkça hiç kuşkusuz sanata ilgi de artacaktır. Bu kitabı okuyup da Pera Müzesine Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunu görmeden durabilecek insan yoktur. Ben özellikle mimar Alexander Vallaury’nin Arkeoloji müzesine yeni bir ziyaret yapma isteği duydum. Geçen yaz bahçesinde konser dinlediğim bu muhteşem müzenin yapılış öyküsü kitabın en etkileyici bölümlerinden biri.

Osman Hamdi’nın bu kitapta öne çıkan bir yanı da, Batı sömürgeciliğinin, Orta Doğu ve tüm dünyada, kültürel mirasları talan ederek başladığını ilk gören insanlardan biri olması. Osmanlı İmparatorluğu Osman Hamdi sayesinde, Batı’nın tarihi eserleri kaçırmasına engel koyan ilk devletlerden biri oluyor. O güne kadar Osmanlı topraklarından kaçırılanlar Almanya, Fransa ve İngiltere’de müzeleri doldurmaya yetiyor fakat talanın sürmesine izin vermeyen kişi olarak Osman Hamdi sadece Türkiye için değil, tüm tarihi talan edilen ülkeler için çok önemli bir örnek oluşturuyor. Kaplumbağa Terbiyecisi’ni özellikle sanata meraklı gençlerin büyük bir zevkle okuyacaklarını sanıyorum.

(Radikal)

2010 Öss Sistemi Değişecek Öss'de Yeni Dönem

ÖSS'de yanlış tercihe son verecek sistem


ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2010'da değişecek ÖSS'de düşünülen çift sınavlı sistemi anlattı. Yeni ÖSS sisteminde öğrenci istemediği bölüme girmeyecek.18 Ocak 2009 09:17


YAŞAR ÖZAY'ın haberi

Bu yılki ÖSS için küçük değişiklikler yapılacak. Alan-alan dışı arasındaki puan farkı düşürülecek. Katsayı engeli küçük düzenlemelerle biraz daha azaltılacak..

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2010 ÖSS'de düşünülen çift sınavlı sistemde öğrencilerin üniversite seçimini daha sağlıklı yapacağını belirterek, "Yeni getirilecek olan sistem çok sorulu ve çok puanlı bir sistem olacak. Öğrenci ilgi duyduğu ve başarılı olduğu alana yönelecek. En önemlisi öğrenci istemediği bir bölüme girmeyecek" dedi. Yarımağan, eski sistemde öğrencilerin çok sağlıklı seçilemediğini kaydederken tıp fakültesi öğrencisinin 8 biyoloji sorusuna karşılık 10 kimya sorusuyla seçilmesini örnek gösterdi. Yeni sistemde ise üniversitelerin hangi puan türünden öğrenci alacağını bileceğini, iki aşamalı ve 5 oturumlu yapılacak sınavda öğrencilerin de istediği ve başarılı olduğu bölümlere gireceğini bildirdi. "En önemlisi öğrenci istemediği bir bölüme girmeyecek. Böylece, her yıl binlerce öğrencinin bölüm değiştirmek için yeniden ÖSS'ye girmesi önlenecek" diyen ÖSYM Başkanı Yarımağan, yeni sistemin ana hatlarını şöyle açıkladı:

* Nisandaki ilk sınavda başarılı olanlar ikinciye girecek. İlk sınavda matematik, fen ve edebiyat gibi dersler sorulacak, öğrencinin bilgisi ölçülecek. Okudukları dersleri kapsayacak soruların şekilleri değiştirilmeyecek. İkinci kısım da matematik, fen, edebiyat, sosyalden dört oturum olacak. Bu oturumların her birine bir gün ayrılacak. Dört günde tamamlanacak oturumların tarihi haziran ayının son iki hafta sonu olacak. Yabancı dil sınavı için ise altıncı bir oturum yapılacak.

* Öğrenci hangi sınava gireceğine kendisi karar verecek. Edebiyattan mezun olup matematik sınavına girenin sınavda başarılı olması zor olsa da bu konuda herhangi bir kısıtlama olmayacak. Bütün oturumlara girebilecek. Bu sistemde de ortaöğretim başarı puanının sınav puanlarına belli bir şekilde eklenmesi söz konusu olabilecek.

* Her fakültenin kendi öğrenci profilini belirlemesi sağlanacak. Bir fakülte biyoloji, bir başkası kimya puanına ağırlık verecek. Böylece, üniversitelerin ağırlıklı ve başarılı alanları ortaya çıkacak.


Sabah

İlk Popüler Bilim Kütüphanesi Açılıyor

İlk popüler bilim kütüphanesi açılıyor


TÜBİTAK popüler bilim kütüphanelerinin ilki Konya'da açılıyor21 Ocak 2009 13:17


Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından ülke genelinde başlatılan Popüler Bilim Kütüphaneleri kurulması projesinin ilki Konya'da hayata geçiriliyor. Kütüphane'nin açılışını Devlet Bakanı Mehmet Aydın gerçekleştirecek.

TÜBİTAK bilgi toplumunun oluşmasına destek olmak amacıyla, popüler bilim yayınlarını ülke çapında ücretsiz olarak dağıtacağı bağış projesini hayata geçiriyor. Bu kapsamda 81 ildeki il, ilçe ve kasaba halk kütüphaneleri ile Türkiye genelinde 593 Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'na (YİBO), TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları'ndan oluşan birer kütüphane kurulması hedefleniyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün işbirliği sayesinde kütüphanelere her türlü desteğin verildiği söyledi. Başkan Tahir Akyürek hayata geçirilecek proje kapsamında ilk aşamada Konya'daki 11 Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda okuyan 3 bin 470 öğrenciye ulaşılacağını açıkladı.

TÜBİTAK Popüler Bilim kütüphaneleri kurulması projesinin ilk olarak Konya'da hayata geçirileceğini ifade eden Başkan Akyürek, "Bu sayede Konya genelindeki 38 kütüphanede bu birim kurulacak. Kurulacak kitaplık sayesinde öğrencilerimiz araştıran, sorgulayan ve okuyan bireyler olarak yetişecek." dedi. Konya'nın pilot il olarak seçildiği bilgisini de veren Başkan Tahir Akyürek, kurulan kütüphanenin açılışının Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın'ın katılımıyla Sare Özkaşıkçı Yatılı İlköğretim Bölge Okulu Yurdu'nda açılacağını duyurdu.

Pipes Output

Blog Archive

etiket bulutu

Widget edited by Davut Erarslan