23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, günümüzde uluslararası düzeyde kutlanmaktadır.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1935 yılından itibaren kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin millî bayramıdır.
23 Nisan 1920 yılında TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan Hakimiyet-i Milliye bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23-30 Nisan'ı Çocuk Haftası ve haftanın ilk gününü de çocuk bayramı ilan ettiği 1929'den itibaren kutlanmaya başlanan bayramdır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında bir araya getirilmiştir.
Hakimiyet-i Milliye bayramı , Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılışını kutlamak amacını taşırken ; Çocuk bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımakta idi.
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO'nun 1979'u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.
TÜRKİYEDE KENTSEL YERLEŞME
Türkiye’de, nüfusu 10.000 den fazla olan yerleşmelere kentsel yerleşme denmektedir.
Sanayi, ticaret, eğitim ve yönetim başta olmak üzere çeşitli görevleri bir arada toplayan, bu alanda çalışan insanların yaşadığı, yaşam biçimi bu görevlere göre şekillenen, çevresine etkileri bakımından merkezi özellik gösteren büyük yerleşim birimleridir. Şehir yerleşmeleri görünümleri, sosyal yapıları, nüfusları, fonksiyonları vb. özellikleriyle kır yerleşmelerinden ayrılır. Son yıllarda şehir yerleşmelerinde nüfusun ve nüfus yoğunluğunun kır yerleşimine göre daha fazla olduğu, buna bağlı olarak da yaşam biçiminin farklılaştığı görülmektedir.
Türkiye’de 1935′e kadar nüfusun % 80′i köylerde otururken, kent nüfusu % 20’sini oluşturuyordu. Ancak 1997 yılında yapılan sayım sonuçlarına göre ise nüfusun % 65′i kentlerde % 35′i kırsal kesimde toplanmıştır. Özellikle sanayinin gelişmesi sonucu köyden kente olan göçler ile Türkiye’de kentsel nüfus sürekli olarak artmıştır.
Türkiye’de kentleşme hızı,sanayileşme hızından daha yüksektir. Bu durum gecekondulaşmayı (Çarpık kentleşme) ve buna bağlı olarak oluşan birçok sorunu beraberinde getirmiştir
1997 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre; kentleşme oranının en yüksek olduğu bölge Marmara’dır. Bu durum, bölgenin çok göç aldığını ve sanayileşmede ileri gittiğini gösterir. Marmara’yı, Ege, iç Anadolu, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri takip eder. Kentleşme oranı en az Karadeniz Bölgesi’nde görülür.
FONKSİYONLARINA GÖRE ŞEHİRLER:
Şehir fonksiyonu denilince ona merkezi özellik kazandıran, gelişmesinde etkili olan sosyoekonomik özellikleri anlaşılır. Şehirsel fonksiyonlar genel olarak üç ana grupta toplanır:
* Ekonomik fonksiyonlar: Örnek: Tarım şehirleri, sanayi şehirleri, ticaret şehirleri
* Kültürel fonksiyonlar: Örnek: Üniversite şehirleri
* İdari fonksiyonlar: Örnek: Başkentler
1.Tarım Şehirleri:
Şehrin kurulması, gelişmesi ve halen devam etmesinde tarım faaliyetleri etkilidir. Ekonomisi tarıma dayalı olan şehirlerdir. Çevre köylerin alışveriş yerleri, pazarları niteliğindedirler. Tarım yanında köylerde gerekli olan birtakım basit âletlerin yapılması ve satılması başlıca geçim kaynaklarıdır. Tarıma dayalı birtakım sanayi tesisleri de (değirmen, yağhane, çırçır fabrikası vb.) bulunur. Nüfusları genelde azdır.
Ege Bölgesinde; Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Ödemiş, Tire gibi. Marmara Bölgesinde ; Kırklareli, İnegöl, Lüleburgaz gibi. Akdeniz Bölgesi’nde; Kadirli, Ceyhan, Kilis, Kırıkhan, Burdur gibi. Karadeniz Bölgesinde; Bafra, Çarşamba, Giresun ,Rize, Düzce, Niksar gibi. İç Anadolu Bölgesinde; Karaman, Aksaray, Akşehir, Kırşehir, Nevşehir, Niğde gibi şehirler tarım şehirlerine en iyi örneklerdir.
2.Ticaret Şehirleri
Ekonomisi büyük ölçüde ticarî faaliyetlere dayalı olan şehirlerdir. Bilindiği gibi ticaret, ucuz mal alıp pahalıya satarak aradaki farktan para kazanma faaliyetidir. Dolayısıyla ticaretin olabilmesi için öncelikle fazla miktarda mal üretimi yanında kolay ulaşım ve merkezî bir konum şarttır
Genellikle ulaşım yolları üzerinde bulunan bu şehirlerde iç ve dış ticaret canlıdır. istanbul, İzmir, Mersin ve Trabzon gibi şehirlerde, serbest ticaret bölgeleri kurulmuştur. Bu bölgelerin işlerlik kazanması ile, ticarete dayalı faaliyetler gelişecek ve şehirlerin ticari fonksiyonları artacaktır.
İstanbul ve İzmir en önemli ticari şehirleridir. Denizli, Manisa, Aydın, Kayseri, Konya, Eskişehir, Erzurum, Malatya, Elazığ, Van, Şanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır önemli ticaret şehirleridir.
3. Liman Şehirleri
İthal ve ihraç ürünlerimizin deniz yoluyla geldiği limanlara sahip şehirlerdir. Bu limanlar şehirlerin gelişmesini sağlamıştır
Liman denilince kıyıda doğal olarak ya da mendirek ve dalgakıranlarla fırtınalara karşı korunmuş yer anlaşılır.Bir limanın ya da liman şehrinin ortaya çıkması ve gelişmesi genelde aşağıdaki şartlara bağlıdır:
1. Art ülkesinin (hinkerland) genişliğine
2. Art ülkesinin iyi bir ulaşım ağına sahip olmasına
3. Art ülkesindeki tarım alanlarının genişliğine, ürün çeşidine ekonomik gelişmeyi sağlayacak kaynakların (örneğin madenler) varlığına
4. Coğrafi konumuna yani uğrak yeri olup olmamasına,
5. Limanın iş hacmine yani gemileri barındırma kapasitesine
İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Trabzon, Samsun, Zonguldak, Ereğli ve iskenderun örnek olarak verilebilir. istanbul aynı zamanda en büyük liman şehrimizdir
4. Sanayi Şehirleri
Kentlerin hızlı büyümesinde en etkili olan faktördür. Fabrikaların ve atölyelerin yoğun olduğu şehirlerdir.
Sanayi denilince her çeşit hammadde ya da yarı işlenmiş maddeleri işleyip doğrudan kullanılır hale getirme etkinliği anlaşılır. Sanayi şehri ise, ekonomik yaşamı büyük ölçüde çeşitli sanayi kuruluşlarının etkinliğine dayanan şehir demektir Sanayi şehirlerinde yerleşme ve mimari sanayi kuruluşu etrafında şekillenir. Şehrin gerek sosyal hayatında gerek çalışma hayatında tekdüzelik ve rutinlik hakimdir. Şehir çevresi şehir için adeta can damarıdır. Bu çevre hem şehre hareket verir canlandırır, hem de şehir ekonomisindeki dönüşümü sağlar.
İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa izmir, Adana, Batman, Karabük, Ereğli, iskenderun, Seydişehir gibi merkezler örnektir.
5.İdari, Askeri ve Kültürel şehirleri:
İdari yönden il merkezi olan, büyük askeri birlikleri bulunan ve üniversite olan kentler bu gruba girer
Ankara ve Diyarbakır gibi iller idari şehirler hüviyetindedir. Sarıkamış, Erzurum, Erzincan, Konya, Malatya gibi şehirlerde de askeri fonksiyonlar ağır basmaktadır. İstanbul, Ankara ve izmir gibi şehirler aynı zamanda kültür şehirleridir.
İdari Şehirler: Ankara (başkent), İstanbul, Bursa, Konya, Edirne (geçmişte başkent olmaları) Başkentler: Bir devletin hkümet ve parlamentosunun yerleştiği, devlet başkanının oturduğu siyasî ve idarî merkeze başkent denir. Askeri Şehirler : Sarıkamış, Çorlu, Erzurum, Konya, Malatya , Kırkağaç, Manisa gibi. Kültürel Şehirler : İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere bazı yerleşim merkezlerimizin gelişmesinde o merkezlerde bulunan üniversiteler de etkili olmuştur Üniversite şehirleri: Üniversite şehirleri yüksek öğrenim merkezlerinin, çeşitli fakültelerin toplandığı yerlerdir. Buralarda kültürel faaliyetler ön plâna çıkar.
6. Turizm Şehirleri
Gelirlerinin önemli bir bölümünü turizmden karşılayan şehirlerdir Turizm şehirlerinde, nüfus yıl boyunca sabit olmayıp, mevsimler arasında büyük değişmeler görülebilir.
İstanbul, İzmir, Antalya, Alanya, Kuşadası, Marmaris, Bodrum, Nevşehir, Göreme, Fethiye, Bursa turizm şehirlerine en iyi örnektir.
7.Madencilik Şehirleri:
Çeşitli madenlerin çıkarılması ve onların işlenme faaliyetleriyle geçinenlerin çoğunluğu oluşturduğu şehirlerdir. Bu şehırlenn nüfusları maden zenginliğinin bitmesine göre azalabilir.
Zonguldak, Batman, Garzan, Raman, Soma, Maden, Murgul, Tavşanlı gibi şehirler maden şehirlerinin başlıca örnekleridir
Köylerden şehirlere yapılan göçlerin başlıca nedenleri; :* Ulaşım (önemli ticaret yolları üzerinde yer alma)** Yer altı kaynakları (değerli madenlere sahip olma)*** Hammadde (tütün, pamuk, zeytin vb. önemli hammadde kaynakları üretme)**** Enerji ve su kaynaklarının varlığı***** İşgücünün kolay sağlanması
Etkin Nüfusun Sektörlere Dağılımı
1990 yılı verilerine göre etkin nüfusumuz 23,3 milyon kişidir. Bu nüfusun sektörlere dağılımı ise şöyledir. Tarım sektöründe çalışan 12 milyon 118 bin kişi etkin nüfusun %49’unu, Endüstri sektöründe çalışan 2 milyon 910 bin kişi etkin nüfusun %15,2’sini, Hizmet sektöründe çalışan 7 milyon 919 bin kişi etkin nüfusun %35,8’ini oluşturmaktadır.
Türkiye’de Yerleşmeler
Türkiye’de yerleşmeler ekonomik etkinliğe bağlı olarak ikiye ayrılır.
Sürekli Yerleşmeler
Geçici Yerleşmeler
Doğal Göller
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
Doğal göller iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle oluşan çukurluklarda su birikmesiyle oluşan göl
Çeşitleri [değiştir]Tektonik göller
Karstik göller
Buzul gölleri
Volkanik göller
Set gölleri