revizyon ile organize matbaacılık brnckvvtmllttrhaberi

Fizik : Video Ders - Hareket

HAREKET VE KUVVET

Hareket, fizikte mekanik konusu içerisinde yer alır. mekanik ile nesnelerin hareketi ve durgun kalma özellikleri açıklanmaya çalışılır. Böylece evrendeki gezegen ve yıldızların hareketleri açıklanabilir, bina, köprü, gökdelen gibi binalar inşa edilebilir, uçak, gemi ve denizaltı gibi araçlar yapılabilir. Kısaca, dünya ve uzayda var olan veya var olması istenen birçok özellik mekanik konusu ile açıklanabilir.

İnsanların en iyi çok ilgilendiği ve günlük yaşamında karşılaştığı fiziksel olaylardan birisi harekettir. bu nedenle fizik bilimine genellikle hareket konusu ile başlanır.

HAREKET BİLİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Hareket çok eski zamanlardan beri insanların ilgisini çeken bir konu olmakla beraber, sistematiğinin oluşması ancak 1600'lü yıllara denk gelmektedir. Bu çağda batı dünyasında ortaya çıkan Galileo ve Newton, hareket biliminin sistematik özelliğinin oluşmasının temelini atmışlardır. 19. yüzyılın sonlarına kadar bu bilim adamlarının ortaya attığı fikirler büyük oranda kabul görmüştür. Fakat 20. yüzyılda atom ve atom altı parçacıklar üzerinde yapılan çalışmalar ve teknolojideki hızlı gelişim bu bilim adamlarının fikirlerinde bir takım değişiklikler yapılması gerektiğini ortaya koymuştur. Kuantum Mekaniği ve Görelilik Teorisi yapılan bu çalışmalar sonrası, mekaniği ve hareketi daha iyi açıklamışlardır.

HAREKET VE KUVVET KONUSU İÇİN BAZI TEMEL KAVRAMLAR

Skaler ve Vektörel Büyüklükler

Sadece bir sayı ve bir birim ile belirtilen uzunluk, kütle, zaman gibi büyüklüklere skaler büyüklükler denir. 500 metre, 50 m/s, 175 cm, 3 saat gibi büyüklükler skaler büyüklüklerdir.

Vektörel büyüklükler ise, bir sayı ve bir birim yanında yönü de olan büyüklüklerdir. A'dan B'ye 2 saate gitmek vektörel bir büyüklüğü ifade eder.

Uzunluk ve Zaman Birimleri

Hareketi iyi anlayabilmek için ilk olarak temel uzunluk ve zaman ölçülerini bilmek gerekir.

Metre uzunluğun temel ölçü birimidir. Bir metre, Paris'ten geçen, kuzey kutbu ve ekvator arasındaki boyuna çizgi boyunca ölçülen uzaklığın on milyonda birisidir. Bu bir metreyi temsil eden metal çubuk Uluslararası Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu'nda bulunmaktadır.

Bir metrenin uzunluğunu belirlemenin bir başka yolu ise, bilimdeki hızlı gelişmelerden birisi olan ışık hızından yararlanmaktır. Buna göre 1 metre = Işığın boşlukta 1/299,792,458 saniyede yol aldığı mesafedir.

Saniye ise = Sezyum atomunun yayınladığı belli bir dalga boyundaki ışığın, 9192631770 devir yapması için geçen zamandır.

Kütle, enerji, zaman, hız, kuvvet ve sıcaklık gibi bir ölçme aracı ile ölçülebilen büyüklükler fiziksel niceliklerdir. Bu tür büyüklükler genel olarak iki kısımda incelenir. Bunlar:

1) Skaler Büyüklükler

2) Vektörel Büyüklüklerdir.

1) Skaler Büyüklükler

Yalnızca sayılarla ifade edilebilen ve bir birimi olan büyüklüklere denir. Skaler büyüklükler, kütle, sıcaklık, güç, zaman, iş vb. olarak incelenebilir. Örneğin; 3 metre, 5 kilogram, 35 oC, 600 Newton, 220 Volt gibi.

2) Vektörel Büyüklükler

Ölçülen büyüklüklerin bazılarındaki sayısal değer ve birim bazen bu veriyi anlamak için yeterli değildir. Bu büyüklüğün yönü, şiddeti, başlangıç noktası ve doğrultusu da önem kazanır. Örneğin; "Araba Ankara'dan İstanbul'a doğru saatte 90 km/sa hızla hareket ediyor" cümlesinde aracın yönü, doğrultusu ve hızı gibi kavramlar bilinmesi gereken değerlerdir.

Vektörel büyüklük; şiddeti, yönü, doğrultusu ve başlangıç noktası belirlenebilen büyüklüklerdir. Yani yönlendirilmiş doğru parçalarına vetör denir. Vektörel büyüklükleri simgesi üzerine ok işareti konularak skaler büyüklüklerden ayırt edilmektedir.




23 Mart 2009 Pazartesi | etiket , | 0 comments [ Devamını Oku ]

Matematik : Video Ders - Parabol

PARABOL NEDİR?

A. TANIM: a ¹ 0 ve a, b, c Î IR olmak üzere, f : IR ® IR tanımlanan f(x) = ax2 + bx + c biçimindeki fonksiyonlara ikinci dereceden bir değişkenli fonksiyonlar denir.

İkinci dereceden fonksiyonun analitik düzlemdeki görüntüsüne parabol denir.

Parabol, düzgün tel parça-sının uçlarından tutularak bükülmesiyle oluşan, yandaki gibi kolları yukarıya doğru ya da aşağıya doğru olan bir eğridir.

B. PARABOLÜN TEPE NOKTASI

f(x) = ax2 + bx + c fonksiyonunun tepe noktası

T(r, k) olmak üzere,

r=-b/2a ve k=f( r) =4ac-b2/4a dır.

Ü Parabol x= -b/2a doğrusuna göre simetriktir.

X=-b/2a doğrusu parabolün simetri eksenidir.

y = a(x – r)2 + k fonksiyonunun grafiğinin


tepe noktası T(r, k) dır.

C. GRAFİĞİN EKSENLERİ KESTİĞİ NOKTALAR

Parabolün Ox eksenini kestiği noktalar A ve B, Oy eksenini kestiği nokta C olsun.

ax2 + bx + c = 0 ın kökleri x1 ve x2 ise A(x1, 0), B(x2, 0), C(0, c) dir.

Ü ax2 + bx + c = 0 denkleminde

D = b2 – 4ac > 0 ise, parabol Ox eksenini farklı iki noktada keser. www.matematikcifatih.tr.gg
D = b2 – 4ac < 0 ise, parabol Ox eksenini kesmez.
D = b2 – 4ac = 0 ise, parabol Ox eksenine teğettir.
D. x2 NİN KATSAYISI OLAN a NIN İŞARETİ



1) a < 0 ise, parabolün kolları aşağı doğru olup, f(x) in en büyük değeri tepe noktası-nın ordinatı olan k dır.

a>0 ise parabolün kolları yukarı doğru olup,f(x),in en küçük değeri tepe noktasının ortinatı olan k dır.

a>0 ise parabolün kolları aşağı doğru olup f(fx) in en büyük değeri tepe noktasının ortinatı olan k dır.

2) |a| büyüdükçe kollar daralır. Buna göre, yandaki parabollere göre, f deki x2 nin katsayısı, g deki x2 nin katsayısından büyüktür.

|a| büyüdükçe kollar daralır. Buna göre , yandaki parabollere göre ,f deki x2 nin katsayısı g deki x2 nin katsayısından büyüktür

f(x) = ax2 + bx + c fonksiyonunun grafiğini çizmek için,



1) Fonksiyonun tepe noktası bulunur.

2) Fonksiyonun eksenleri kestiği noktalar bulunur.

3) a nın işaretine bakılarak parabolün kollarının yönü belirlenir.

E. GRAFİĞİ VERİLEN PARABOLÜN DENKLEMİNİN YAZILMASI

1. Parabolün Ox Eksenini Kestiği Noktalar Biliniyorsa

y = f(x) = a(x – x1) (x – x2) ... (1) dir.

Burada a değerini bulmak için, parabol üzerindeki herhangi bir noktanın değerleri (1) de yazılır.

2. Parabolün Tepe Noktası Biliniyorsa

y = f(x) = a(x – r)2 + k ... (1) dir.

Burada a değerini bulmak için, parabol üzerindeki herhangi bir noktanın değerleri (1) de yazılır.

3. Parabolün Geçtiği Üç Nokta Biliniyorsa

y1 = ax12 + bx1 + c ... (1)

y2 = ax22 + bx2 + c ... (2)

y3 = ax32 + bx3 + c ... (3)



Bu üç denklemi ortak çözerek a, b, c yi buluruz.

F. PARABOL İLE DOĞRUNUN DÜZLEMDEKİ DURUMU

y = f(x) = ax2 + bx + c parabolü ile y = g(x) = mx + n doğrusunu ortak çözelim.

f(x) = g(x)

ax2 + bx + c = mx + n

ax2 + (b – m)x + c – n = 0 ... (*)



(*) denkleminin kökleri (varsa) doğru ile parabolün kesiştiği noktaların apsisleridir.

Buna göre, (*) denkleminde;

D > 0 ise, parabol doğruyu farklı iki noktada keser.
D< 0 ise, parabol ile doğru kesişmez.
D = 0 ise, parabol doğruya teğettir.
Ü y = ax2 + bx + c parabolü ile y = dx2 + ex + f parabolünün düzlemdeki durumu incelenirken yukarıdakine benzer biçimde işlemler yapılır.











Spor : Akrobasi Nedir?

akrobasi Nedir

Belli bir süre üzerinde çalışılarak kazanılan canbazlık haraketleri.

Akrobat, tehlikeyi umursamayan, halkı eğlendirmek ve seyircilere imkansız gibi görünen bir çok hareketleri başarmak için çok defa hayatını tehlikeye atan bir sirk sanatçısıdır. Gerçi akrobatların başına bir kaza geldiği pek seyrek görülür. Bunun sebebini, antrenman yapmış ve numaralarını büyük bir titizlikle hazırlamış olmalarında aramak gerekir.

Sirklerde veya müzikhollerde yapılan akrobatik numaralar, hüner, esneklik, cesaret ve soğukkanlılık ister. Akrobatlar mesleklerine pek genç yaşta başlıyarak hazırlanırlar. ilk başarılarını boş bir salonda veya boş bir sirkte elde ederler. Altlarına gerilmiş bir ağ veya gövdelerine takılı bir ip, yüksekte bulundukları sırada düşecek olurlarsa bu düşüşü yumuşak bir inişe çevirir ve tıpkı dağcıların tırmanışı süresince olduğu gibi onların güvenliğini sağlar. Filimlerde düblörlük yapan otomobil cambazları da tehlikeyi azaltmak gayesiyle bazı tedbirlere başvurmaktadırlar.

hava akrobasisi
Hafif Savaş uçakları tarafından çeşitli maksatlarla normal uçuş durumları dışında daha çok Hava savaşlarında sık sık başvurulan ustaca manevralardır. Çeşitli şekilleri vardır. Bunların başlıcaları:

Laping (Clooping)
Bu hareket uçağın tırmanabileceği yeterli sür’ati kazandıktan sonra yalnız irtifa dümeninin kullanılması ile düşey bir daire çizerek uçmaktır.

Düşey 8 (Kübün
Birbiri arkasına yukarı ve aşağıya Doğru luping yapılarak düşey 8 meydana getirilir.

Tono (Tonneau)
Bir uçağın yat Ay olarak uçarker uzunluk (boy) ekseni etrafında sağa veya sola doğru devir yapması. Birbiri arkası sıra bir kaç kere (tur) olabilir. irtifa ve istikamet dümenlerinin uygun şekilde kullanılmasıyla yapılan tonoda uçak istikametinden çok az ayrılır.

Ters uçuş
Uçağın üstü aşağıya gelmek üzere yatay olarak uçuş yapması.

Immelman
Hareket yarım bir lupinge benzer. Lupinge başlar gibi başlanır, dairenin yukarı kısmında tepede terste iken uçak döndürülüp düz duruma getirilir.

Burgu (Vrille)
Uçağın ağırlık merkezi yakınından geçen düşey bir eksen etrafında dönerek düşmesi.

Rötörman
Uçak düşük süratlerde düz uçuştayken ters uçuş durumuna getirilir ve uçak burnu daldırılır ve irtifa dümeni ile Burun aşağıya çekilerek aksi tarafından çıkılır.

Şandel
Bu hareket hem uçağı 180° geriye döndürmek, hem de irtifa almak için kullanılır.

Pike
Uçağın burnu aşağıda olarak dalış şeklidir. Daha çok havadan yerdeki hedeflere bomba atmak için kullanılır.

Bu manevraların hepsi uçağın sahib olduğu enerjiye bağlı olarak yapılan manevralardır. Yani, uçağın süratine ve irtifasına bağlı olan manevralardır. Eğer sürat Düşük, irtifa fazla ise burnu aşağıya verip irtifa kaybederek, pike durumunda sürat artırılır ve manevralar için uygun sürat kazanılır.

Akrobasi hareketleri, özellikle harp pilotları tarafından hava muharebelerinde, düşman uçağına en kısa yoldan yaklaşıp uygun silahı ateşleyip düşürebilmek için kullanılır. Ayrıca bu hareketler pilotun uçağa hakimiyetini artırır. Bunun için bütün pilotlar tarafından bilinmek zorundadır.

Akrobasi hareketleri havacılık bayramlarında ve gösteri uçuşlarında gösteri maksadıyla duman bırakan birçok uçaklar tarafından yapılmaktadır. ilk akrobasi, hareketleri 1913 yılında Fransız pilotu Pegout tarafından yapılmıştır. Milletlerarası ilk akrobasi yarışması, 1934 yılında Paris’te yapılmış ve Alman pilotu Fieselen birinci olmuştur.

Tarih : Ampir Nedir?

Ampir Nedir

Napolyon devrinde Fransa’da başlamış ve Avrupa’ya yayılmış olan mimari, mobilya, giyim vb. üslûbu, tarzı. Eskiçağ tarz ve üslûplarının yorumlanması, daha Louis XVI. stilinde beliren bir eğilimdi. Üslûp, ihtilâl sırasında Louis David’in etkisiyle, ağır basacak kadar gelişti. Napolyon zamanında sürüp giden Savaş hali, dekoratif unsurları Savaşçı amblemler haline soktu. Merkezi idareyi de değişmeyen biçimlerde görmek mümkündür.

Percier ile Fontaine, sanatları yönettiler; 1812 yılında Fontaine, döşemeyle ilgili bütün eşy ayı içine alan bir iç süsleme dergisi yayımladı: fildişi iskemleler, üç bodur ayak üzerinde yükselen sapın taşıdığı yunan fenerli lambalar, revak görünüşlü âbidevi yatak hücreleri. bakır silmeler iskarpel Aya iyi gelmeyen akaju ağacı ile bağdaştırıldı. Sütunların süsü sert (kaide ve baslıkta bazen yaldızlı bronzdan bindirilmiş yumurta veya defne şeklinde bir gerdanlık bulunur, gövde oluksuzdur). Tıkanık ve ağırca olan marketri limon ve akaju ağacının dışına pek çıkmaz.

Ampir mobilyası kübik ve masiftir (buna rağmen aynı çağa ait ve Jacob ailesinden gelen pek güzel parçalar vardır). Yaldızlı bronz parlak veya mat, bazen mat zemin üzerinde parlaktır; yine de imparatorluk çağının yaldızları sıcak yumuşaklıkları ve dokularıyla beğenildi; eskiçağ yeşili bronz, koyu renkli mermerle birleştirildi (granit, doğu somakisi); bakırdan parmaklık, baklava şeklinde geometrik kafes oymaları yapıldı, bunlar küçük masaların etrafında kemer veya üstünde galeri meydana getiriyordu.

Kabul edilen tek eğri, daire formuydu. Çalışma masaları zafer taklarına benzetildi. Rakkaslı saatlerin süslemesinde Eskiçağ hâkim durumdaydı: Horatius’ların Yemini, Maruıs Minturnes’de v.b.; eskiçağ vazoları sık sık ort aya çıkıyor, yeşil ve siyah mermer rafların üzerinde, çoğu zaman Napolyon’un büstü veya heykeli bulunuyordu. Roma miğferi, kılıcı, konsül alâmeti, sub Ay asası, kudret timsali balta, defne tac, kartallar, kanatlı zaferler, borazan üfleyen kenomee’ler, sfenksler süsleme konularının repertuvarını meydana getiriyordu. Kumaşlar çok zarif ve saf renkliydi. Kırmızı, sarı, yeşil renkler hâkimdi. Bütün Avrupa’da ağır basan ampir üslûbu, Rusya’da Aleksandrin üslûbu adını aldı.

Türk Ampir Stili
Barok üslûbunun ardından Türkiye’ye giren ampir üslûbu, 1854-1874 yılları arasında 20 yıl yaşamış, özellikle istanbul’da çeşitli sahalarda kullanılmıştır. Çok yaygın olmamakla beraber bazı Anadolu yapılarında da özel görünüşler halinde ortaya çıkmıştır.

Fransa’dan Türkiye’ye gelen bazı sanat eşyası ve oradaki yapıları inceleme fırsatı bulan yabancı ve yerli Hıristiyan mimarlar yoluyla yeni bir akım olarak beliren Türk ampir üslûbu, kısa bir süre içinde hayli yaygın hale gelmesine rağmen Avrupa’daki uygulamadan birçok noktada farklılıklar göstermiştir.

Uzun bir mimari geleneğin hâkim olduğu bir ülkede ampir üslûbun Avrupa’dakinden ifade bulması ve yeni denemelerle karşımıza çıkması tabiidir. Bu yüzden Türkiye’deki uygulamaya Türk ampir üslûbu denmiştir. insan ve hayvan figürlerinin zengin bir şekilde ve çeşitli biçimlerde kompoze edilmesine ve bunların bitkisel motiflerle bağlanmasına dayanan bu üslûp, yalnız mimaride kalmamış, resim, heykel, süsleme, seramik ve mobilya gibi çeşitli sanat kollarında da denenmiştir. insan ve Hayvan figürlerinin ağır bastığı böyle bir üslûbun aktarılışı sırasında dini Gelenekler Göz önüne alınarak daha çok çiçek ve yaprak gibi bitkisel süslemeler esas alınmış, mümkün olduğu kadar insan ve hayvan figürlerinden kaçınılmıştır.

En önemli örneklerin toplandığı istanbul’da özellikle Tophane’de Nusretiye camii, baroktan ampire geçişi gösterir; 1853′te hacı Emin Paşa ve Serkis Balyan tarafından yapılan, Barok ve Ampir üslûplarının karışmasından doğan Dolmabahçe sarayı ve 1854 tarihli Ortaköy camii örnekleri Nusretiye’den sonra gelir. Ayrıca Mahmud II türbesi, Sultanahmet’te Divanyolu üzerinde Çevri Kalfa mektebi, Topkapı sarayı içinde bazı binalar ve Alayköşkü bu devrin eserleri arasına girmektedir.

Mimarinin yanısıra çeşitli süsleme alanlarında da bu devrin karakteristik belirtileri, ahşap evlerin kapı, pencere, dolap ve tavan süslemelerinde, resim ve yazı çerçevelerinde, dokuma ve işlemelerde, mezar taşlarında görülmektedir.

Anadolu’da ve Osmanlı imparatorluğunun başka çevrelerinde Ampir üslûp oradaki yerli geleneklerle birleşerek biraz daha değişik şekiller meydana getirmiştir

Hobi : Elişi

Elişi
canlı cansız veya geometrik birçok figürün süsleme amaçlı olarak değişik eşyaların zeminlerine işlenmesi ile elde edilen bir süsleme şeklidir. Daha çok kumaş türü zeminlere değişik renkteki iplikler ile yapılan süsleme için kullanılır.

Hobi : Balıkçılık - Olta Hazırlanması

oltanın tanımı bazen: bir ucunda nadiren bir balık, diğer ucunda her zaman bir alık bulunan uzun naylon ip" şeklinde yapılır. biz bu tanımı yapan hatta inanıp da gülen alıklara aldırmadan gerçek olta neymiş bakalım.ilk olarak yanlış yerleşmiş bir terimi düzeltelim. olta mantara sarılmış yeterli uzunlukta ve kalınlıkta olan ve ucu boşta olan olta ipine denir. bu misina, fırdöndü, kurşun, beden, iğne vs eklenmesi ile yakalanması amaçlanan balığa göre donatıldığında takım olarak anılmalıdır. gen

elde yerleşmiş deyim olarak bunlara olta denir ama artık biliyoruz ki bu doğru terim değil doğrusu takım demek. bununla birlikte takımı, olta diye anmak o kadar yaygındır ki bu şekilde kullanmakta da bir mahsur yoktur, bizim başlık ta zaten oltayı tanıyalım. yanda iki basit takım örneği görülmektedir, bunların ortak adı savurma takımı olduğu halde kurşunların yerleri nedeni ile, birbirlerinden farklı oldukları ilk bakışta görülür. soldaki takım daha çok sandaldan veya kıyıdan sarkıtma şeklinde kullanılır; en çok karşılaşılan ve kullanılan takım şeklidir. sağdaki takım da aynı şekilde kullanılabilir ama dip oltası (çökertme) olarak kullanılması daha yaygındır; genelde kurşunun altında kalan bedene monteli ikinci köstek, diğerine sarılarak oltanın etkisini azalttığı için, pek kullanılmaz. veya kullanılsa da bazı özel tedbirler almak gerekir. kullanılan kurşun çalışır kurşun olursa daha iyidir, bu şekilde dibe oturtulan oltadaki yemi alan balık misina kurşunun içinde kayarak direnç göstermeyeceğinden yemi daha kolay yutar. çalışır kurşun yerine kıstırma veya sarma yaprak kurşun da ağırlık olarak kullanılabilir.



Yazar & Kaynak : www.faydalibilgiler.com

Tarih : Islahat Fermanı (28 Şubat 1856)

Islahat Fermanı (28 Şubat 1856)
tarih tarih

Islahat fermanı Kırım harbinin son yıllarında hazırlanarak Paris Antlaşmasının imzalanmasından 6 hafta önce Bab-ı Ali tarafından ilan edildi. İngiliz ve Fransızlar, Rusların Ortodoksların hamiliğini alarak Avrupa kamuoyunda lehlerine propaganda yapmalarını önlemek için, Paris Antlaşmasına Osmanlı Devleti,deki Hıristiyanlar için, Islahat yapılmasını isteyen bir madde koydurmayı uygun buldular.



Islahat Fermanı bu şekilde yabancılar tarafından hazırlanan Osmanlılar tarafından kabul edilen bir fermandır. Bu sıralarda Osmanlı köylüsü Rus köylüsünden daha fazla refah içerisindeydi. Daha fazla haklara sahipti. Islahat Fermanı prensipleri, Tanzimat Fermanı prensiplerinin bir devamı niteliğindeydi. Tanzimat daha çok İmparatorluğun eskiyen müesseselerini yenileştirmek ve batılılaştırmak için yapılmıştı. Fakat Islahat Fermanının yayınlanmasında tamamen siyasi düşünceler hakimdi. Kırım Harbi sonlarında özellikle İngiltere ve Fransa’nın baskısıyla onların hazırladığı prensipler kabul edilmiş ve Paris Antlaşması’na bir madde olarak ilave edilmiştir.bu durumda Osmanlı devleti’nin yapacağı yenilikler ve kendi tebasına vereceği haklar, Paris Antlaşmasını imzalayan devletlerin kefaleti altına alınmış oluyordu. Bundan sonra bu devletler Islahat Fermanı prensiplerinin yürüyüp yürümediğini kontrol bahanesiyle her fırsatta Osmanlı devleti’nin içişlerine müdahale etmişlerdir.



Islahat Fermanı yabancı devletlerin hazırladığı Osmanlı Devleti’nin kabul etmek mecburiyetinde kaldığı bir ıslahat programıdır. Osmanlı devleti ise, bu fermanı güya kendiliğinden yayınlanmış olarak hükümranlık haklarını şekil yönünden kurtarmış oluyordu.



Islahat fermanı’nın prensiplerine gelince kısaca şöyle özetleyebiliriz.



v Bütün tebanın can, mal, ırz, namus dokunulmazlığı

v Kanunlar önünde eşitlik

v Şahsın veya topluluğun tasarruf hukukuna saygı

v Devlet hizmetine ve askerliğe bütün tebanın kabulü

v Mezhep ve milli eğitim hürriyeti

v Vergiler konusunda eşitlik

v İltizam usulünün kaldırılarak verginin doğrudan doğruya toplanması

v Mahkemelerde şahitlik konusunda eşitlik mahkemelerin açık olması ve idamların yayınlanması

v Suçlu mülklerinin müsaderesi usulünün kaldırılması

v İşkencenin kaldırılması

v Hapishanelerin insan haklarına daha uygun hale getirilmesi

v Karma ticaret, ceza ve cinayet mahkemeleri kurulması bu mahkemelerdeki usul ve kanunların yeniden düzenlenmesi

v Gayr-i Müslimlerin din imtiyazları muhafaza edilerek diğer imtiyazlarının incelenmesi veya değiştirilmesi

v Patrikhanelerin veya Müslüman olmayan bazı meclislerin, bazı hukuk davalarına bakabilmeleri

v Vilayet ve nahiye meclisleriyle Ahkam-ı Adliye Meclislerinde Gayr-i Müslim tabadan aza bulundurulması

v Resmi yazılarda Hıristiyan için hakaret manası taşıyan tabirlerin kullanılması

v Rüşvetin, irtikap ve ihtilasın kaldırılması





Bu maddeler Tanzimat prensiplerine göre daha genişletilmişti. Islahat Fermanı PARİS ANTLAŞMASINA 9. madde olarak konulması bu devletlere Osmanlı Devletindeki gayr-i Müslimlerin avukatlığını tanımış oluyordu. Bundan sonra Avrupa Devletleri Islahat Fermanı prensiplerinin uygulanıp uygulanmadığını denetlemek ve kontrol etmek bahanesiyle hiçbir dönemde görülmediği kadar Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahale etmeye başladılar

Politika : Panslavizm

Panslavizm


1848 yılında kullanılmaya başlanan Panslavist bayrak
Slav devletlerPanslavizm, Rusya'nın, özellikle Çarlık döneminde uyguladığı, Slav ırkından olanları kendi hakimiyeti altında bir devlet halinde toplama siyasetidir. İlk kez 1826 yılında J.Herkel tarafından kullanıldı. Pangermenizmden etkilenen Panislavizmin çıkışının temelinde [[Kırım Savaşı]'nın ardından daha belirgin hale gelen Avrupa karşıtlığı yer almaktadır.

Doğu Avrupa ile Orta Avrupa'nın orta kesimindeki çeşitli slav halkları arasında ortak kültürel ve siyasal hedefler doğrultusunda birlik sağlamaya çalışan hareket.

19. yüzyılın ilk yarısında Batı ve Güney Slav halklarının ulusal kimlik arayışı, bilim adamları, aydınlar ve şairler arasında başladı. İlk Panslavistler, Slav halkları arasında şarkılarını, türkülerini, şiirlerini inceleyerek Slav birliğini sağlamak istiyorlardı. Bu tür çalışmaların yapıldığı Prag Slav tarihi ve filoloji araştırmalarında ilk panslav merkezi oldu.

Panslavizm hareketi çok geçmeden siyasal içerik kazandı. 1848'de Avusturya-Macaristan'ın ayaklanmalarla sarsıldığı bir sırada Çek tarihçi Frantisek Palacky Prag'da bir kongre topladı. Avusturya yönetimindeki tüm Slav milliyetlerinden oluşan temsilcilerin katıldığı kongrede; Merkezi monarşik yapıya son vermek ve Habsburg hanedanı altında eşit haklardan oluşan demokratik bir federasyon yaratmak için eşgüdüm sağlanmalıdır şeklinde karar alındı.

Kongreden bir pratik bir sonuç çıkmamasına karşın canlılığını koruyan hareket 1860'larda özellikle Rusya'da yaygınlaştı.

Slav toplulukları bır yandan Fransız ihtilalinin getirdiği milliyetçilik akımından diğer yandan rusyanın panslavist propagandalarından güç alarak ayaklanmaya devam ettiler. Rusya balkanlardaki slav toplulukları arasında yoğun bir propaganda çalısması yaparak merkezi İstanbul olacak ve bütün slavları içine alacak bir ittifakı duyuruyordu. Bu gelişmeler sonucunda 1875de sırplar ve Karadağlılar bağımsızlık elde etme amacıyla Osmanlı devletine savaş açtılar. Osmanlı ordusu sırp ve karadağ kuvvetlerini yenilgiye uğratarak ayaklanmayı bastırdı. Rusya bu durumu Ortodoksların katledildiği şekilde avrupaya duyurdu. Böylece Balkan milletlerinin sözcülüğüne başladı. Osmanlı ordusunun kısa sürede ayaklanmaları bastırması, karadağda duruma hakim olması ve Bosna Hersek de düzeni sağlaması, Rusyayı endişeye düşürdü. Avrupa devletlerinide yanına alarak sırplarla savaşı durdurması için O.D'ne ultimatom verildi. Osmanlı devleti Rusyanın bu isteğini kabul etti..

Tarih : Günler - 23 Mart

23 Mart
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
23 Mart günü gerçekleşen en önemli olayları Tarihte Bugün sayfalarına ekleyebilir ve Ana Sayfada görüntülenmelerini sağlayabilirsiniz.
23 Mart, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 82. (Artık yıllarda 83.) günüdür.


Şubat – Mart – Nisan
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
Konu başlıkları
1 Olaylar
1.1 Dünyada olup bitenler
2 Doğumlar
3 Ölümler
4 Tatiller ve Özel Günler



Olaylar
Dünyada olup bitenler [değiştir]625 - Arabistan'da Paganlarla Müslümanlar arasında Uhud Savaşı başladı.
1791 - Hollanda'lı kadın hakları savunucusu Etta Palm, Gerçeğin Dostları Konfederasyonu olarak bilinen kadın kulüplerini kurdu.
1801 - I. Aleksandr Rusya Çarı oldu.
1839 - OK sözcüğü ("oll korrect") Boston Morning Post gazetesinde ilk kez kayıtlara geçti.
1848 - Macaristan, Avusturya'dan bağımsızlığını ilan etti.
1855 - Dolmabahçe Camii ibadete açıldı.
1903 - Wright Kardeşler ilk sabit kanatlı uçakları için patent başvurusunda bulundular.
1919 - Benito Mussolini, İtalya'da Faşist Parti'yi kurdu.
1921 - II. İnönü Muharebesi başladı. Yunan birlikleri, Uşak ve Bursa üzerinden, Afyon ve Eskişehir'e doğru iki koldan taarruz başlattı.
1925 - Sessiz sinema döneminin en pahalı filmi, (3.9 milyon dolar) "Ben Hur" gösterime girdi.
1931 - Türk çocuklarının ilk öğrenimlerini Türk okullarında yapmalarını zorunlu kılan kanun kabul edildi.
1933 - Alman Milli Meclisi Reichstag, Adolf Hitler'e kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisi verdi.
1989 - Utah Üniversitesi'nden Stanley Pons ve Martin Fleischmann, soğuk füzyon konusundaki buluşlarını açıkladılar.
1949 - Büyük Doğu dergisi sahibi Necip Fazıl Kısakürek, kumar oynarken polis tarafından yakalandı.
1972 - Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında verilen idam cezalarını onayladı.
1974 - Hükümet, İmralı Adası'nda gömülü olan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarlarının başka bir yere taşınabilmesine izin verdi.
1979 - MSP eski milletvekili Halit Kahraman eroin kaçırırken Yunanistan'da yakalandı.
1992 - Şırnak'ın Cizre ilçesinde çıkan olaylarda, güvenlik güçleri ile göstericiler arasındaki çatışmaları izleyen Sabah Gazetesi muhabiri İzzet Kezer başından vurularak öldü.
1994 - Meksika başkan adayı Luis Donaldo Colosio, seçim hazırlıkları sırasında düzenlenen bir suikast sonucu öldürüldü.
1994 - Aeroflot tipi bir yolcu uçağı Sibirya'da düştü: 75 kişi öldü.
1998 - Bakanlar Kurulunda irticayla mücadelede alınması gereken önlemleri içeren yasa tasarılarının büyük bölümü imzalandı.
1999 - Paraguay Başkan yardımcısı Luis María Argaña suikast sonucu öldürüldü.
2001 - NATO, Kosova savaşında seyreltilmiş uranyum mermisi kullandığını itiraf etti.
2001 - Sovyet uzay istasyonu Mir'in görevi sonlandırıldı.




Doğumlar [değiştir]1876 - Ziya Gökalp, Türk şair (ö. 1924)
1881 - Roger Martin du Gard, Fransız yazar (ö. 1958)
1881 - Hermann Staudinger, Alman kimyager, Nobel Kimya Ödülü sahibi (ö. 1965)
1887 - Juan Gris, İspanyol ressam ve heykeltraş (ö. 1927)
1900 - Erich Fromm, ABD'li psikoanalizci ve toplum felsefecisi (ö. 1980)
1903 - Frank Sargeson, Yeni Zelandalı yazar ve romancı
1910 - Akira Kurosawa, Japon film yönetmeni (ö. 1998)
1912 - Wernher von Braun, Alman bilimadamı (ö. 1977)
1924 - Tomiichi Murayama, Japon siyasetçi
1939 - Pervin Par, Türk sinema oyuncusu
1943 - Leyla Demiriş, Türk Devlet Operası baş sopranosu
1953 - Chaka Khan, ABD'li şarkıcı
1956 - Jose Manuel Durao Barroso, Portekizli politikacı
1964 - Okan Bayülgen, Türk sinema oyuncusu
1965 - Aneta Kręglicka, Polonyalı 1989 Dünya Güzeli
1970 - Tayfur Havutçu, Türk futbolcu
1973 - Jason Kidd, ABD'li basketbolcu
1973 - Jerzy Dudek, Polonyalı futbolcu
1975 - Burak Gürpınar, Türk müzisyen
1983 - Aysun Kayacı, Türk model ve oyuncu




Ölümler [değiştir]1842 - Stendhal, Fransız yazar (d. 1783)
1953 - Raoul Dufy, Fransız ressam
1960 - Said Nursi, Türk din adamı (d. 1878)
1964 - Peter Lorre, Avusturya-Macaristan asıllı ABD'li aktör (d. 1904)
1973 - Şevkiye May, Türk tiyatro, operet ve sinema oyuncusu (d. 1915)
1987 - Nevzat Süer, Türk satranç oyuncusu (d. 1926)
1990 - John Dexter, İngiliz tiyatro, film ve opera yönetmeni (d. 2 Ağustos 1925)
1992 - Friedrich August von Hayek, Avusturyalı ekonomist ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibi (d. 1899)
1994 - Giulietta Masina, İtalyan aktrist (d. 1921)
2006 - Pío Leyva, Kübalı müzisyen (d. 1917)

Tatiller ve Özel Günler [değiştir]Dünya Meteoroloji Günü

Pipes Output

Blog Archive

etiket bulutu

Widget edited by Davut Erarslan