revizyon ile organize matbaacılık brnckvvtmllttrhaberi

Osmanlı Tarihi : Beylikler - Aydınoğulları Beyliği

19 Mart 2009 Perşembe | etiket | 0 comments

Aydınoğulları Beyliği
19 Mart 2009 Yorum Yok
Aydınoğulları Beyliği

XIV. yüzyıl başlarında Anadolu Selçuklu imparatorluğumun yıkıldığı sıralarda meydana çıkan Anadolu Beylikleri’nden (Bk. Anadolu Beylikleri) biri. Aydıneli’nin fethi üzerine Aydınoğullarının en büyüklerinde olan Mehmet Bey tarafından kurulmuştur. Aydınoğlu Mehmet Bey (1308— 1334), Ortaçağ islâm-Türk geleneğine uygun olarak hükmettiği yerleri hanedan üyeleri arasında paylaştırmış, kendisi de devlet merkezi yaptığı Birgi’de oturarak “Ulubey” sıfatıyla memleketi yönetmiştir.

Aydıneli beş kısma ayrılmış, her bölgeye Mehmet Bey oğullarım “Bey” olarak atamıştır. Mehmet Bey, büyük oğlu Hızır Şah’a Ayasuluğ ile Sultanhi-sar’ı, Umur Paşa’ya izmir’i, ibrahim Bahadır Bey’e Bodemya’yı, Süleyman Şah’a Tire’yi vermiş, en küçük oğlu isa Bey’i de Birgi’de, yanında alıkoymuştur.

ilk zamanlarda Beyliğin en önemli limanı Ayasuluğ idi, buradaki tersane ve donanma sayesinde deniz seferleri düzenlenmiştir. Umur Bey’in 1328′de sahil izmir’ini ele geçirmesi üzerine Aydınoğullarının denizcilikteki kudretleri artmıştır. Umur Bey’in komutasındaki Aydınoğlu kuvvetleri adalar Denizi’nde (1328), Rumeli, Yunanistan ve Mora bölgesinde birçok akınlar yapmışlar (1333), Epiros despotluğunu yeniden ele geçirmek isteyen Bizans imparatoru Andronikos’un talebi üzerine de yardımda bulunmak amacıyla Arnavutluk’a sefer yapmışlar (1336) ve her seferlerinde çeşitli ganimetlerle döndükten başka Birgi’ye haraç ve cizre verme şartlarını düşmanlarına kabul ettirmişlerdir.

Aydınoğulları Mehmet Bey’in ölümünden (1334) sonra Gazi Umur Bey (1334-1338) başa geçmiştir. Birgi’de Ulubeylik makamında ancak üç gün otura-bilen ve Bahaü’ddîn unvanıyla anılan Gazi Umur Bey, izmir’e çı Karma yapm Aya çalışan Venedik, Rodos, Kıbrıs gemilerinden oluşan istilacıları yenilgiye uğratarak çekilmeye zorlamış, sonra da Saruhanoğlu Süleyman Bey ile birlikte yaptığı Yunanistan ve Mora seferlerinde sayısız tutsak ve ganimetler alarak yeniden izmir’e dönmüştür (1334-1335).

Alaşehir Bizans’a bağlı bulunuyordu. Önceleri Germiyanoğlu I. Yakup Bey’in vergiye bağladığı bu şehir, bu sefer de Aydınoğlu Umur Bey’in saldırı hedefi oldu (1335). Kendisi bur ayı kuşattığı sırada yaralanmasına rağmen şehri teslim almayı başararak, vergi ve Müslümanlara ait bazı imtiyazlar sağlamış, şehre asker koymuştu. Bir yıl sonra Bizans imparatoru II. Andronikos Saruhan ve Aydınoğulları ile antlaşma yaparak, onların yardımı ile adalardaki ayaklanmaları bastırabildiği gibi, başvekili Kantakuzenos’un Umur Bey’le Foça’da yaptığı görüşmeden sonra da Alaşehir halkının vergilerini bağışlatma yolunu bulabilmiştir. Sonunda Umur Bey’le bir kardeşlik Antlaşması yapmış ve Sakız Adası’nı Aydınoğullarına bağlamıştır (1336). Gazi Umur Bey, Yunanistan seferinde (1338) Osmanlı padişahı II. Mehmet’in daha sonra istanbul’un fethinde yaptığı gibi, Korinthos berzahında gemilerini karadan, kalaslar üstünde öbür tarafa geçirip inebahtı Körfezi’nde çarpışmış, diğer taraftan üç Yüz gemi ile istanbul önünden Karadeniz’e geçerek Kili’ye çıkmış ve Eflâk illerini talan etmiştir (1339-1340).

Bu tarihlerde Aydınoğulları, Adalar Denizi egemenliğini ellerinde tuttuklarından, Girit’e, Kıbrıs’a kadar da seferlere girişmişlerdir. Böylece Umur Bey’in ünü ve başarıları her yöne yayılmış, özellikle Lâtin dünyasının Yakın Doğu’daki çıkarlarını engellemiş olduğundan Papa VI. Clemens’i Aydınoğulları üzerine yeni bir haçlı seferi düzenlemesine teşvik etmiştir. Kıbrıs, Venedik, Cenova ve Rodos gemilerinden meydana gelen birleşik donanma, sahil izmir’ini ani ye büyük bir baskınla almayı başarmışsa da yukarı izmir’i elinde tutan Umur Bey’in şiddetli ve devamlı saldırıları yüzünden başarılı bir sonuç elde edememişlerdir (1344-1345).

VI. Clemens’in izmir’e yardım göndermemesi sebebiyle, izmir saldırısının kesin bir sonuç vermeyeceğini anlayan müttefikler, Aydınoğulları ile bir antlaşma yapmayı uygun görmüşlerdir. Bu arada Rodos şövalyeleri izmir ile olan ticarî münasebetin aksamaması için Umur Bey ile bir Barış antlaşması imzalamışlardır (1347). Bu antlaşm aya göre izmir, Aydınoğullanna teslim edilecek. Aydınoğulları da Hıristiyanlara bazı ticarî imtiyazlar vereceklerdir.

Papa bu antlaşmayı onaylamamıştır. Bunun üzerine sorunu silâh kuvvetiyle halletmeye karar veren Gazi Umur Bey, sahil izmir’ini, bütün gücü ile kuşatmışsa da ön saflarda kahramanca çarpıştığı sırada şehit olmuştur (1348).

Gazi Umur Bey’in ölümü üzerine büyük kardeşi Ayasuluğ emiri Hızır Bey yönetime geçmiştir (1348). Hızır Bey, Umur Bey gibi güçlü ve idarî üstünlüğe sahip olmadığından Hıristiyanların baskılarına karşı koyamamış, çok ağır şartlarla ve Kapitülasyon özelliği taşıyan bir antlaşma imzalamıştır (18 Ağustos 1348).

Bu dönemde devlet merkezi Ayasuluğ’a nakledilmiş ve kendisinden sonra “Fahrü’ddîn” unvanıyla başa geçen kardeşi isa Bey de Ayasuluğ’da hüküm sürmüştür (1360-1390).

Aydınoğullarının Osmanlılar ile münasebetlerine gelince, I. Bayezid döneminde, Aydınoğulları üzerine düzenlenen sefer sonucunda, hutbe, para ve tımar beratını verme gibi hükümranlık haklan, I. Bayezid’e geçmiş, Aydınoğullarına da bazı beylerin idareleri bırakılmıştır. I. Bayezid, bu sefer sırasında isa Bey’in kızı Hafsa Hatun ile evlenmiş, böylece Aydınoğulları ile aradaki bağı kuvvetlendirmiş ve Aydıneli’nin idaresini oğlu Süleyman Çelebi’ye bırakmıştır. I. Bayezid, Hızır Bey’in vaktiyle Latinlerle yaptığı 1348 antlaşmasını da yenileyerek onlarla ticarî münasebetleri sürdürmüştür (21 Mayıs 1390). Timur ile Yıldırım Bayezid’in yerlerinden ettikleri beylerden her biri, yeniden kendi ülkelerine sahip olmak amacıyla bu iki taraftan birilerine sığınmışlardır. Bunlar arasında Aydınoğullarının Timur’un yanına sığınanlardan olduğu, hatta ankara Savaşı (1402) ‘nın şiddetlendiği sıralarda, Aydınoğulları askerlerinin Timur tarafındaki kendi beyleri yanına geçtiği, bu durumda Osmanlı ordusunun bozguna uğradığı bilinmektedir.

Osmanlılar tarafından her biri ayrı bir yol ile kazanılan Anadolu Beylikleri, Ankara Savaşı sonunda Yıldırım Bayezid’in yenik ve esir düşmesi, ordunun dağılması üzerine, Timur tarafından yeniden canlandınlmış ye böylece Anadolu’nun siyasî birliği bozulmuştur. işte bu arada Aydınoğulları da eski topraklarına sahip olmuşlardır ki, Yıldırım Bayezid’in Osmanlı ülkesine kattığı 1390′dan Timur’un yeniden Aydıneli’ni eski sahiplerine verdiği 1402 ‘ye kadar geçen oniki yıllık süre, Aydınoğulları Beyliği için “Saltanat fasılası” olmuştur. Timur, 2 Aralık 1402′de izmir’i aldığı gibi Foça ile Sakız’ı da haraca bağlamıştır. Bir süre sonra Aydınoğlu ibrahim Bahadır Bey’in oğullarından izmir dizdârı Hasan Ağa ile kardeşi Cüneyt Bey birleşerek hak iddiasında bulunmuşlar, sonunda Cüneyt Bey izmir’de, Hasan Ağa da Ayasuluğ’da hüküm sürmeye başlamışlardır. Bu sırada isa Bey’in oğullarından Musa Bey’in ölümü üzerine hükümdar olan II. Umur Bey (1403), rakiplerini ortadan kaldırmak için akrabası olan Menteşeoğlu ilyas Bey’den yardım istemiştir. Cüneyt Bey bir gemi ile kardeşini ve adamlarını hapisten kaçırarak izmir’e getirdiği gibi, Ayasuluğ’u da kuşatarak eline geçirmiştir. Sonunda II. Umur Bey kızım Cüneyt Bey’le evlendirerek onunla anlaşma yoluna gitmiş ve 1405′te ölmesi üzerine de Cüneyt Bey Aydıneli’ni tek başına yönetmeye başlamıştır (1405′ten aralıklarla 1425 ‘e kadar). Cüneyt Bey, Osmanoğulları arasındaki taht kavgalarından istifade ile Düzmece Mustafa denilen Şehzade Mustafa olaylarına karışmış, onun veziri sıfatı ile yeni bir maceraya atılmıştır.

Bir süre sonra II. Murat, Cüneyt Bey’e eski beyliğini vererek (1422) onu Şehzade Mustafa’dan ayırmıştır. Cüneyt Bey yeniden etrafına müttefikler toplamaya başlamış, bunun üzerine II. Murat Anadolu’ya yürüyerek onu memleketinden kovmuş (1424) ve Menteşe, aydın, Saruhan ve Hamit’i ele geçirmişse de Cüneyt’i yakalayamamıştır. Anadolu beylerbeyi Hamza Bey, Cüneyt’in oğlu Kurt Hasan’-ı yenerek esir almış, Cüneyt Bey ise Sisam adası karşısındaki ipsili Kale’sine çekilmiş, fakat Karamanlılardan beklediği yardımın gelmemesi, Venediklilerin denizden Osmanlılar lehine yolunu kesmeleri yüzünden teslim olmak zorunda kalmış ve hemen öldürülmüştür (1425). Böylelikle Aydınoğulları soyunun hükümranlığı sona ermiş ve Aydıneli de Osmanlı ülkesine katılmıştır.

.

Print
0 Responses So far

Post Your Comment (looking for the old comment form?)

Pipes Output

Blog Archive

etiket bulutu

Widget edited by Davut Erarslan